24 Ekim 2011 Pazartesi

İSTANBUL'DAKİ KÖPRÜLER

İstanbul ile ilgili eski kaynaklardan öğrenildiğine göre şehirde ilk köprüyü Fatih Sultan Mehmet Haliç’te kurdurmuştu. Yalnızca beş kişinin yan yana geçebildiği bu ahşap köprü yapılan ilaveler ve onarımlar ile 1836 yılına kadar işlevini sürdürmüştür. Oysa o dönemlerde Osmanlılar Rumeli’de ve Anadolu’da fetihler akınlar düzenlediklerinde orduların geçebilmeleri için taş köprüler yapıyorlardı.


1502-1503 yıllarında Galata ile İstanbul arasında bir köprü kurulması için Leonardo da Vinci İstanbul’a davet edilmiştir. Onun hazırladığı krokiye göre köprü tek gözlü ve her iki ucu ayaklı olacak ve uzunluğu 350 m.yi, genişliği de 34 m.yi geçmeyecekti. Ancak bu proje teknik yönden olanaksız olunca bu kez Michel Angelo İstanbul’a köprü yapmak üzere davet edilmişse de sanatçı İstanbul’a gelmemiştir. Bundan sonra İstanbul’un köprü projesi XIX. yüzyıla kadar askıya alınmıştır. Bu arada Leonardo da Vinci’nin Boğaz’ın iki yakasını birbirine bağlayan bir projesi olduğundan da söz edilmektedir.

Sultan II.Mahmut Unkapanı ile Azapkapı arasında bir köprü yapımını istemiş ve bunun için de Kaptan-ı Derya vekili Fevzi Ahmet Paşa’yı görevlendirmişti.3 Eylül l836’da açılan bu köprü birbirine bağlı sallar üzerinde kurulmuştur. F.Flandin, T.Allom ve W.H. Barlet’in yapmış olduğu gravürlerde köprünün taşıyıcı sisteminin sal biçiminde olduğu ve iki yerinde de küçük gemi ve kayıkların geçebilmesi için gözler açıldığı görülmektedir. Uzunluğu 600 arşından fazla, genişliği de iki araba yüklü at ile insanlara dokunmadan geçilebilecek genişlikte idi. İstanbul’da Kadir Gecesi’ni izleyen gün açılan köprünün açılışında Sultan II.Mahmut bir irade çıkararak kimseden para alınmamasını istemişti. Bu iradede; “ Zinhar kimseden akça alınmayacak ve herkes meccanen gelip geçecek” demişti. Bu yüzden de İstanbul’da yapılan bu köprüye “Hayratiye” ismi verilmiştir. Ne var ki, bir süre sonra padişahın bu iradesini dinlemeyenler köprüden geçme parası olarak “Mururiye” ismi altında para almaya başlamışlardır.

Bu köprü 1839 ve1840 yıllarında onarılmış ve döşemeleri yenilenmiştir. Kesin olmamakla beraber bu köprü 1862’de yanmıştır.

İstanbul’da bu köprülerden sonra üçüncüsünü Sultan Abdülmecit 1845 yılında aynı yerde “Cisr-i Cedid” ismi ile kurdurmuş ve köprüden önce kendisi geçmiştir. Açılış nedeniyle halkın üç gün ücretsiz geçmesini ve sonra da paralı olmasın istemiştir. Daha sonra bu köprü Unkapanı ile Azapkapı arasına getirilmiş buraya George Vals isimli bir İngiliz demir dubalar üzerine yeni bir köprü yaptırmıştır.


 

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder